Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelesinde tarihi bir adım attı. 7552 sayılı İklim Kanunu, ülkenin ilk kapsamlı iklim yasası olarak Resmî Gazete’de yayımlandı. Bu kanun, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşma yolunda hem kamu hem özel sektör için önemli sorumluluklar yüklüyor.
İklim Kanunu Ne Getiriyor?
Kanun, temel olarak sera gazı salımını azaltmak, karbon piyasaları oluşturmak ve uyum politikalarını yasal zemine oturtmak amacıyla hazırlandı. En dikkat çeken yeniliklerden biri ise İklim Değişikliği Başkanlığı’nın kurulması. Bu kurum, iklim politikalarının koordinasyonundan sorumlu olacak.
Ayrıca ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) ve SKDM (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) gibi sistemlerin kurulmasıyla iklim politikaları piyasaya entegre ediliyor.
Ana Hedefleri:
- Sera gazı emisyonlarının azaltılması,
- Uyum stratejilerinin belirlenmesi,
- Karbon piyasalarının kurulması,
- İklim Değişikliği Başkanlığı’nın yetkilendirilmesi.
3. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile Piyasa Bazlı Denetim
7552 sayılı kanun, sera gazı salımı yapan işletmelerin yıllık tahsis edilen emisyon miktarları kapsamında faaliyet göstermesini zorunlu kılmaktadır.
- Emisyon tahsisatları yıllık olarak belirlenir.
- İşletmeler bu tahsisleri doğrulanmış raporlarla teslim etmek zorundadır.
- Uyumsuzluk durumunda hem para cezaları hem de faaliyet durdurma gibi yaptırımlar gündeme gelir.
ETS ile birlikte, Türkiye karbon salımı konusunda Avrupa Birliği ile uyumlu bir sistem kurma yoluna girmiştir.
4. SKDM: İhracatta Karbon Etkisini Azaltma Mekanizması
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) sayesinde ithal edilen ürünlerin karbon ayak izi dikkate alınacak ve belirli kriterleri karşılamayan ürünlere ek mali yükümlülükler getirilecektir.
Bu, Türkiye’nin AB ile ticari uyumu ve ihracatta rekabet gücü açısından stratejik öneme sahiptir.
5. ETS Gelirleri, Teşvikler ve Cezalar
Yeni yasa ile:
- ETS gelirleri özel bir kalem olarak tanımlanacak ve yalnızca yeşil projeler için harcanabilecektir.
- İhlallerde verilecek para cezaları 120.000 TL’den başlayıp 50 milyon TL’ye kadar çıkabilecektir.
- Cezaların yanı sıra, gecikme cezaları ve faaliyet kısıtlamaları da uygulanabilecektir.
Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kamu Kurumları İçin:
- 2025 yılı sonuna kadar, sera gazı envanterlerini oluşturmalıdır.
- Tüm kamu idareleri ve yerel yönetimler, 2027 yılı sonuna kadar iklim uyum planlarını hazırlamakla yükümlüdür.
- Bu planlarda; su kaynaklarının yönetimi, biyolojik çeşitliliğin korunması, afet risklerinin analizi ve yerel uyum önlemleri gibi başlıklara yer verilmelidir.
- ETS ve SKDM sistemlerine uyum için idari kapasite geliştirmeli ve bütçe ayırmalıdır.
Özel Sektör İçin:
- ETS kapsamında yer alan işletmeler, emisyon izinlerini ve tahsisatlarını belirlemelidir.
- SKDM’den etkilenebilecek sektörlerde faaliyet gösteren ihracatçılar, karbon ayak izini azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmelidir.
ISO 14064 Standardı ile Uyumlu Raporlama Süreci
Türkiye’nin 2053 Net Sıfır hedefi doğrultusunda uygulamaya alınan ETS ve SKDM sistemlerinin etkin şekilde işlemesi, yalnızca yasal yükümlülüklerle değil aynı zamanda uluslararası standartlara uygun raporlama ve doğrulama süreçleriyle mümkündür. Bu kapsamda, işletmelerin sera gazı emisyonlarını ölçme, izleme ve raporlama süreçlerinde ISO 14064-1 standardı, doğrulama süreçlerinde ise ISO 14064-3 referans alınmalıdır. Böylece hem iç denetimler hem de uluslararası ihracat süreçlerinde şeffaflık ve güvenilirlik sağlanabilir.
Neden Önemli? İşte 5 Kritik Sebep
- İklim politikaları ilk kez yasal temele oturtuldu: 7552 sayılı Kanun, Türkiye’nin iklim hedeflerini mevzuatla güvence altına alarak çevre politikalarını zorunlu kılıyor.
- Piyasa bazlı denetim mekanizmaları oluşturuldu: Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve SKDM gibi uygulamalarla sera gazı azaltımı ekonomik araçlarla teşvik edilecek.
- Kamu ve özel sektör için ortak sorumluluk anlayışı benimsendi: Yeşil dönüşüm, artık sadece çevresel değil; kurumsal ve ekonomik bir görev haline geldi.
- İhracat odaklı sektörlerde AB ile uyum sağlandı: SKDM ile uyum, Türk ürünlerinin Avrupa pazarında rekabet gücünü koruması açısından kritik bir adım.
- Devletin denetim ve teşvik araçları güçlendirildi: Cezai yaptırımlar ve ETS gelirlerinin sadece yeşil projelere ayrılması, sürecin sürdürülebilirliğini destekliyor.
7552 sayılı İklim Kanunu, yalnızca çevresel değil, ekonomik ve stratejik bir dönüşümün anahtarı.
Hem kamu hem özel sektör, bu dönüşüme ne kadar erken adapte olursa rekabet gücünü artırma ve uyum maliyetlerini azaltma fırsatını da o kadar erken yakalayacak.
Unutmayalım: Yeşil dönüşüm artık bir tercih değil, yasal bir zorunluluk.
Türkiye’nin mevzuatlarına ve sürdürülebilirlik süreçlerine uyum sağlamak istiyorsanız, alanında uzman destek için iletişim sayfamızı ziyaret edebilir, danışmanlık ve çözümlerimiz hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz. Dönüşümde yanınızdayız!
No responses yet